Şehir
Almanca olarak şehirde kullanılan kelimeleri bu bölümde öğreneceksiniz. Kelimeleri hazırlarken akılda daha kolay kalması için resim eklemeye, kelimenin çoğul hali ile Türkçe anlamını ve en önemlisi ise örnek cümle içinde kullanımını beraber vermeye özen gösterdik. Alıştırmalar kısımda ise öğrendiklerinizi test edebilirsiniz.



das Rathaus / -häuser (Belediye binası)
*Das Rathaus wurde zwischen 1895 und 1897 erbaut. (Belediye binası 1895 ve 1897 yılları arasında inşa edildi.)



der Friseur / -e (Berber, kuaför)
*Ich habe ihn beim Friseur getroffen. (Onunla berber dükkanında karşılaştım.)



die Haltestelle / -n (Durak)
*Als Kurt an der Haltestelle ankam, war der Bus schon weg. (Kurt otobüs durağına vardığında, son otobüs çoktan gitmişti.)



die Apotheke / -en (Eczane)
*Die Apotheke ist nicht weit vom Krankenhaus entfernt. (Eczane hastaneden uzakta değil.)



das Hotel / -s (Otel)
*Furkan wollte in dem kleinen Restaurant hinter dem Hotel essen. (Furkan otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi.)



der Bürgersteig / -e (Kaldırım)
*Ein seltsamer Mann ging auf dem Bürgersteig hin und her. (Tuhaf bir adam kaldırımda bir ileri ve bir geri yürüyordu.)



die Kreuzung / -en (Kavşak)
*Wir müssen an der nächsten Kreuzung rechts abbiegen. (Bir sonraki kavşaktan sağa dönmeliyiz.)



der Unfall / -ä-e (Kaza)
*Er beschrieb den Unfall detailliert. (O, olayı ayrıntılı olarak açıkladı.)



die Kirche / -n (Kilise)
*Jeden Sonntag findet in der Kirche ein Gottesdienst statt. (Her Pazar kilisede bir ayin olur)



die Buchhandlung / -en (Kitapçı)
*Vor dem Kaufhaus befindet sich eine Buchhandlung. (Alışveriş merkezinin önünde bir kitapçı var.)



das Museum / Museen (Müze)
*Ich gehe ins Museum, um mir die Gemälde anzusehen. (I am going to the museum to see the paintings.)



das Büro / -s (Ofis)
*Das Büro des Managers befindet sich am Ende des Gangs. (Yöneticinin ofisi koridorun sonunda bulunuyor.)



die Polizei / -en (Polis)
*Tom hat Maria davon überzeugt, dass er ein Polizist ist. (Tom bir polis memuru olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.)



der Briefkasten / -ä (Posta kutusu)
*Irgendwo auf dieser Straße gibt es einen Briefkasten. (Bu caddede bir yerde bir posta kutusu var.)



die Post / -en (Postane)
*Gibt es hier in der Nähe eine Post? (Bu civarda bir postane var mıdır?)



das Restaurant / -s (Restoran)
*Es gibt ein Restaurant ganz hier in der Nähe, das ist aber nicht besonders gut. (Buraya oldukça yakın bir restoran var ama çok iyi değil.)



das Kino / -s (Sinema)
*Das älteste Kino der Stadt wird gerade abgerissen. (Kasabadaki en eski sinema salonu şu an yıkılıyor.)



das Straßenschild / -er (Sokak işareti)
*Dieses Straßenschild warnt Autofahrer vor einer gefährlichen Kurve. (Bu yol işareti, sürücüleri tehlikeli bir viraj konusunda uyarıyor.)



die Straße / -n (Sokak)
*Diese Straße führt zur Fabrik. (Bu yol fabrikaya çıkar.)



die Stadt / -ä-e (Şehir)
*Er ist in mehreren kleinen Orten in Texas aufgewachsen. (Teksas'ta küçük şehirlerde büyüdü.)



das Taxi / -s (Taksi)
*Bob verpasste den letzten Zug und musste mit dem Taxi fahren. (Bob son treni kaçırdı ve bir taksiye binmek zorunda kaldı.)



die Telefonzelle / -n (Telefon kulübesi)
*Wo ist die nächste Telefonzelle? (En yakın telefon kulübesi nerede?)



die Verkehrsampel / -n (Trafik lambası)
*Der Wagen hielt an der roten Verkehrsampel. (Araba kırmızı trafik ışığında durdu.)



das Schaufenster / - (Vitrin)
*Sie sah die neue Winterkollektion im Schaufenster.(Vitrinde yeni kış koleksiyonunu gördü.)



der Fußgängerüberweg / -e (Yaya geçidi)
*Entschuldigung, Sir, kennen Sie keinen Fußgängerübergang? (Pardon efendim, yaya geçidini bilmiyor musunuz?)



der Fußgänger / - (Yaya)
*Passen Sie auf die Fußgänger auf! (Yayalara dikkat edin!)
Alıştırma



Time is Up!
Not : Almanca Okulda geçen kelimelere çalışmak isterseniz buraya tıklayarak hemen konuya ulaşabilirsiniz.
İşte bu, başardınız!!! Yazımızın sonuna gelmiş bulunmaktasınız 🙂
Eğer beğendiyseniz aşağıda bulunan kısma yorumlarınızı yazarak bizi çok mutlu edebilirsiniz.
“Görüşleriniz bizim için değerlidir“