Konu Başlıkları
En son güncellenme zamanı 17 Aralık 2020
Birden Fazla Sözcükten Oluşan Bağlaçlar
Temel cümleleri bağlayan bağlaçlardan sonra sıra Birden Fazla Sözcükten Oluşan Bağlaçlar konusuna geldik.
Bazı bağlaçlar sadece bir kelimeden değil kelimelerden oluşur ve kelimelerin biri ana cümlede yer alırken diğeri ise yan cümlede yer alır. Bu yapılarda daha önce öğrendiğimiz aber, oder veya sondern gibi bağlaçlar da kullanılmaktadır. Bu sebeple konuya giriş yapmadan, önceki bağlaçlara halen göz atmadıysanız burdan ulaşmanızı tavsiye ederiz. Bu konuyu anlamızı daha da kolaylaştıracaktır. Ayrıca çalışırken takıldığınız kelimelere bakmak ve hakkında daha fazla örnek cümle görmek istiyorsanız bu sözlükten faydalanabilirsiniz.
İlk olarak bağlacı, sonra anlamını ve cümle içindeki kullanım kuralını vereceğiz,son olarak da örnekler ile pekiştireceğiz.
Hazırsanız hadi başlayalım…
Entweder…oder…
Anlamı : ya … ya, ya … ya da
Entweder ilk cümlenin başında veya içerisinde yer alırken fiil kendinden hemen sonra yer alır ve oder ise daha önce öğrendiğimiz gibi kullanılmaktadır.
Örnekler :
1.Cümle: Du lässt mich in Ruhe.( Beni rahat bırak. )
2.Cümle: Ich gehe weg. ( Çekip giderim. )
Entweder lässt du mich in Ruhe oder ich gehe weg. ( Ya beni rahat bırakırsın ya da çekip giderim.)
- Entweder fährt er mich zum Flughafen oder ich nehme den Bus.
- Entweder will Max nach Brasilien oder nach Peru fliegen.
- Wir hören entweder Mozart oder Bach. (Cümle içine kullanımı)
- Entweder trinkt er keinen Alkohol oder wird nie gesund.
- Du gehts entweder in die Schule oder du verdienst Geld.
Nicht nur…sondern…auch
Anlamı : sadece … değil, aynı zamanda …
Nicht nur ilk cümlenin başında veya içerisinde yer alırken sondern ise daha önce öğrendiğimiz gibi kullanılmaktadır ve auch ise genelde fiilden sonra kullanılır.
Örnekler :
1.Cümle: Wir lernen Deutsch.( Almanca öğreniyoruz. )
2.Cümle: Wir lernen andere Fremdsprachen. ( Başka yabancı dilleri öğreniyoruz. )
Wir lernen nicht nur Deutsch, sondern (wir lerne) auch andere Fremdsprachen. ( Biz sadece Almanca değil, aynı zamanda başka yabancı dilleri de öğreniyoruz.)
- Nicht nur fährt er mich zum Flughafen, sondern (er) trägt auch meine Koffer bis zum Abflugschalter.
- Esra war nicht nur in İstanbul sondern auch in Antalya. (Cümle içi kullanımı)
- Man sollte nicht nur gesund essen, sondern auch genügend trinken. (Cümle içi kullanımı)
- Nicht nur ist das Design funktional, sondern auch ansprechend.
- Mein Hund ist nicht nur ein Haustier, sondern auch mein bester Freund. (Cümle içi kullanımı)
- Nicht nur bin ich Arbeitslos, sondern ich habe auch kein Geld.
Zwar…aber…
Anlamı : gerçi…ancak
Zwar ilk cümlenin başında veya içerisinde yer alır ve kendisinden sonra fiil gelirken aber ise daha önce öğrendiğimiz gibi kullanılmaktadır.
Örnekler :
1.Cümle: Die Zigarette ist schädlich.( Sigara sağlığa zararlı. )
2.Cümle: Wir rauchen weiter. ( İçmeye devam ediyoruz. )
Zwar ist die Zigarette schädlich, aber wir rauchen weiter. ( Gerçi sigara sağlığa zararlı, ancak içmeye devam ediyoruz. )
- Zwar ist er alt, aber er ist sehr rüstig.
- Mein Sohn ist zwar klug, aber nicht fleißig. (Cümle içi kullanımı)
- In der Schweiz ist es zwar schön, aber auch sehr teuer. (Cümle içi kullanımı)
- Zwar ist das Wetter kalt, aber wir gehen doch spazieren.
Weder…noch…
Anlamı : ne… ne de…
Weder ilk cümlenin başında veya içerisinde yer alır ve kendisinden sonra fiil gelirken noch ikinci cümlenin başında yer alır ve hemen sonrasında fiil yer alır.
Örnekler :
1.Cümle: Mein Vater spricht Englisch.( Babam İngilizce konuşur. )
2.Cümle: Mein Vater spricht Deutsch. ( Babam Almanca konuşur. )
Weder spricht mein Vater Englisch, noch spricht er Deutsch. ( Babam ne İngilizce ne de Almanca konuşabiliyor. )
- Mein Vater spricht weder Englisch noch Deutsch. (Cümle içinde kullanımı)
- Weder fährt er mich zum Flughafen noch trägt er meine Koffer bis zum Abflugschalter.
- Veganer essen weder Fleisch noch Eier. (Cümle içinde kullanımı)
- Weder geht er zur Arbeit, noch hilft er im Hause.
- Weder hasse ich dich, noch liebe ich dich.
- Weder ich noch du sprechen Englisch.
Sowohl…als auch…
Anlamı : hem… hem de…
Bu bağlacın kullanımı gayet basittir ve sadece cümledeki iki öğeyi birbirlerine bağlar.
Örnekler :
Sie haben mir sowohl beim Kofferpacken als auch beim Koffertragen geholfen. ( Onlar bana hem çanta toplamada hem de taşımada yardım ettiler. )
- Meine Mutter kann sowohl Englisch als auch Deutsch.
- Wir haben gestern sowohl dich als auch deinen Vater gesehen.
- Sowohl Elif als auch Furkan wissen nicht genau, wo das Buch ist.
- Ich verkaufe sowohl Handy als auch Computer.
Diğer Bazı Bağlaçlar
Vor allem
Anlamı: öncelikle, her şeyden önce, ilk olarak
- Ich brauche etwas zu essen, aber vor allem brauche ich Schlaf. ( Bir şeyler yemeliyim ama her şeyden önce uyumalıyım )
- Wenn man eine Fremdsprache lernen will, muss man vor allem jeden Tag üben.
Zum Beispiel
Anlamı: örnek olarak, söz gelimi
- Wir bieten viele Sportarten an, Tennis zum Beispiel. ( Biz birçok spor çeşiti sunuyoruz, örneğin tenis. )
- Während der Reise haben wir viele Stadte gesehen, z.B. İstanbul, Antalya, İzmir usw. (kısaltma olarak da kullanılabilir)
Einerseits…andererseits
Anlamı: bir yandan…diğer yandan da…
- Einerseits mag ich Fast Food, andererseits ist es ungesund. ( Bir yandan Fastfood seviyorum, diğer yandan da onlar sağlıksız. )
- Ich will einerseits Deutsch lernen, andererseits habe ich aber keine Zeit. (Cümle içinde kullanımı)
Mal…mal…
Anlamı: bazen…bazen…
- Mal kommt er zu mir, mal gehe ich zu ihm. ( Bazen o bana gelir, bazen ben ona giderim. )
- Mal ist er freundlich, mal unfreundlich.
Teils…teils…
Anlamı: kısmen…kısmen, kimi zaman…kimi zaman (da)
- Teils wollen wir zu Hause bleiben, teils wollen wir in Urlaub fahren ( Kısmen evde kalmak, kısmen tatile gitmek istiyoruz. )
- Das Wetter war teils schön, teils schlect.
Mit anderen Worten
Anlamı: başka bir deyişle
- Mein Mann fühlt sich nicht wohl, mit anderen Worten, er ist krank. (Eşim kendini iyi hissetmiyor, başka bir deyişle, o hasta)
- Wale sind Säugetiere. Mit anderen Worten, sie füttern ihre Jungen mit Milch.
Nebenbei gesagt
Anlamı: bu arada, sırası gelmişken
- Und nebenbei gesagt habe ich diese Gläser gekauft. (Bu arada ben bu bardağı aldım)
- Das ist wundervoll, so nebenbei gesagt.
Abgesehen davon, (dass)
Anlamı: bir yana bırakılırsa, dışında
- Aber abgesehen davon ist alles gut?. (Onun dışında her şey iyi mi bari?)
- Abgesehen davon, dass das Wetter schlecht ist, ist die Landschaft wunderbar
İşte bu, başardınız!!! Yazımızın sonuna gelmiş bulunmaktasınız 🙂
Eğer beğendiyseniz hemen aşağıda bulunan kısma yorumlarınızı yazarak bizi çok mutlu edebilirsiniz.
“Görüşleriniz bizim için değerlidir“